26 Ekim 2019 Cumartesi

Şimdi Başlıyoruz!

Geçen hafta Denizli'de gelen deplasman galibiyeti önemliydi zira Fenerbahçe sezon başından bu yana ilk kez ideale yakın bir dizilişle sahadaydı. Konyaspor maçı ilk yarının yarısının dönüm maçıydı ve kazanılması ile kağıt üzerinde kolay görünen bir fikstürün başlangıcını verecekti. Maçı önemli kılan bir diğer önemli unsur ise rakip takım teknik direktörü Aykut Kocaman'dı.

Geçen hafta Serkan Kırıntılı'nın gördüğü kırmızı kart çok konuşuldu, bana kalırsa anlık bir refleksti. Bunun sonucu olarak kalede bir başka eski Fenerbahçeli Ertuğrul vardı.Fenerbahçe ise sahaya 4-2-3-1 dizilişinde Emre hariç her oyuncunun ideal mevkisinde oynadığı şekilde çıkıyordu.  Konyaspor rakibe ön alanda baskı yaparak hataya zorlamayı amaçlamıştı. Fenerbahçe ise evindeki her maçta olduğu gibi hızlı başladı. 1-2 pozisyon kaçtıktan sonra 11. dakikada Garry Rodrigues'in bireysel becerisiyle golü buldu. Gol iştahı kapanmamış olacak ki 2 dakika sonra bu sefer şansın yardımıyla Moses'ın şutunda seken top Zanka'nın önünde kaldı ve Danimarkalı stoper 9 haftada 2 golle Falcao'nun önüne geçti. Dakikalar 17yi gösterirken bu kez şans Konyaspor'un yanındaydı ve Serdar'ın ayağından seken top Altay'ı mağlup etti ve skor 2-1e geldi.

2-0dan sonra Fenerbahçe rüzgarı esmeye başlayacak derken 2-1 olunca bir gerginlik oluştu. Neyse ki Fenerbahçe'nin kaliteli ayakları topu yeniden kontrol altına almayı başardı. Konyaspor'un attığı bir kornerin dönüşünde Ozan Tufan mükemmel bir dribbling sonrası Garry Rodrigues'in asistiyle farkı yeniden ikiye çıkardı. Bu dakikadan sonra Konyaspor teslim bayrağını çekti adeta. Oyun disiplininden kopmamış görünseler de Fenerbahçe ikinci yarıda Luiz Gustavo ve Vedat Muriqi ile 2 gol daha bularak maçı 5-1 kazanmayı başardı.

Altay Bayındır : (8/10) İyi bir maç çıkardı. Kalesine rakipten gelen tek tehlikeli akını da iyi bir refleks ile kurtardı. Serdar'ın ayağından seken topta şanssızdı, çıkarsa ekstra iş yapmış olurdu.

Mauricio Isla : (8/10) Günün iyilerindendi, bolca bindirme yaptı ve ortaları geçen haftalara oranla daha iyi gibiydi. Nabil Dirar tehdidinin farkında muhtemelen.

Mathias Zanka : (9/10) Hatasız bir maç çıkardı, gelen topları karşıladı. Tek vuruşla golünü de attı. İyi bir pas istasyonu olarak oyunu geriden yönlendirdi.

Serdar Aziz : (8/10) Sakatlık sonrası formasını iyiden iyiye sahipleniyor. Zanka ile de iyi bir ikili oldular. Sezon sonuna dek Adil Rami yedek oturursa şaşırmamak gerek.

Hasan Ali Kaldırım : (7/10) Sol bek pozisyonunda sol bek görmeyi özlemişiz gerçekten. Performansı yetersiz diye çokça eleştirilmiş olsa da çizgisini hiç bozmadan çalışmaya devam etmesi büyük bir profesyonellik örneği.

Victor Moses : (6/10) Günün en aksayan ismiydi. Vurdumduymazlığı bir yana, sakatlıktan sonrası maç formunu henüz yakalayamamış göründü. Elimizdeki kanat eksikliği yüzünden performansı düşse de forma bulmaya devam edecek gibi.

Ozan Tufan : (9/10) İdeal bir 8 numara performansı sergiledi. Yanında oynayan isimlerin kalitesi yüksek olunca Ozan'ın da verimi artıyor. Böyle devam Ozan, 2 sene önce de böyle başladığın sezonda seni kadro dışı bırakan Aykut Kocaman utansın!

Luiz Gustavo : (9/10) Orta sahanın arkasını muazzam bir şekilde topluyor. Savunmadan top çıkarmaya yardım etmesi kadar bugün etkili presi sonucu attığı golle de değerine değer kattı.

Garry Rodrigues : (9/10) Maçın tartışmasız en iyi ismi. Geçen hafta sahada bu süratini göremedik ama bu hafta Konyaspor savunmasını perişan etti. Kapanarak oynayan takımlara karşı süratiyle çizgiye indiği toplar çok işimize yarayacak.

Emre Belözoğlu : (7/10) Kaptan geçen haftaki gibi 10 numara pozisyonundaydı. Enerjisini savunmayla tüketmiyor olması avantaj ancak hücum verimi 6 numara oynadığı kadar yüksek olmuyor. Yine de her maç 60 dakika oynayıp 1-2 fark öndeyken yedek kulübesine gidecekse ben bu performansa razıyım. Önemli olan Max Kruse döndüğü zaman ne olacağı.

Vedat Muriqi : (8/10) Çiğ et yiyen santraforumuz bugün yine iş başındaydı. Önce direği dövdü, sonra haftanın en güzel golüne imza attı. 5 gollü maçta golü veya asisti olmasa üzülürdüm.

Tolga Ciğerci : (7/10) Moses'ın dönüşüyle yedek kulübesine döndü o da ama sahaya adım attığı andan itibaren geçen hafta bıraktığı yerden devam etti. Elimizde çok yönlü, iyi bir alternatif olduğunu bilmek güzel.

Sadık Çiftpınar : (6/10) Geçen senenin kadrosunda savunmanın kahramanıydı ama bu sene maalesef yetersiz. Ruhuna ve mücadalesine diyecek yok ancak bizim klas bir stopere ihtiyacımız var. Adil Rami bile forma bulamazken Sadık'ın çok daha fazla çalışması lazım.

Alper Potuk : (5/10) Yine bir maç, yine çaba göstermeden kazanılan bir maç başı ücreti. Sezon başı fedakarlık yaptı diye yapıyor belki de Ersun Yanal.

Ersun Yanal : (8/10) İdeal kadrosunu buldu nihayet Ersun hoca, sakatlık ve ceza olmadıkça bugün sahaya çıkan 11 oyuncunun 10 tanesini kadroda görürüz. Takıma aşıladığı pas oyunu da meyvelerini vermeye başladı. Geçen hafta alternatifi yok diyorduk, bugün uzaktan atılan şutlarla gelen golleri gördük. Şimdiki görevi Moses'ı kazanmak.

Özetle; Fenerbahçe haftayı galibiyetle kapatırken aslında 3 puandan çok daha fazlasını kazandı. Rakiplerin birbirleriyle oynadığı haftada galibiyet serisini sürdürmek önemliydi, görece zayıf maçlarda gelecek 3 puanlar ile ilk yarıyı lider tamamlamak çok da uzak bir ihtimal değil. İdeal kadroyu oturtmak önemliydi, rakipler halen bu alanda sıkıntılıyken biz bir adım öndeyiz. Takımı yalnız bırakmayan 40bin taraftara da teşekkürler.

20 Ekim 2019 Pazar

Kaybetmenin Acısı Kırık Kaburga Acısından Büyüktür

Milli maç arası sonrası Fenerbahçe travmatik Denizli deplasmanındaydı. 13 yıl önce yaşanan olaylı maç kulübün tarihine damga vurdu adeta. Denizlispor lige iyi giriş yapıp kötü devam eden takımlardan, milli maç arasında takımın başına gelen Mehmet Özdilek ile ivme yakalamaları da olasıydı. Fenerbahçe ise eksikleriyle gidiyordu Denizli'ye, Kruse, Dirar gibi oyuncular kadro dışındayken Emre kırık kaburgayla takıma dahil oluyordu.

Sahaya çıkan 11 geçen haftadan çok farklı değildi ancak bu sene ideal 11 diyebileceğimiz kadroya en yakınıydı belki de. Altay artık kaleyi aldı, sene bitene kadar onu kalede göreceğiz bir aksilik olmazsa. Geri dörtlünün de bugünkü düzeniyle devam edeceğini düşünüyorum. Jailson'un bir maç daha stoper oynamasına tahammülümüz kalmadı. Orta sahanın göbeğinde Luiz Gustavo ve Ozan çok iyi bir performans koydular ortaya. Bu bölgede kullanılabilecek iyi bir Emre alternatifi de mevcut. Solda Garry Rodrigues de haftalar sonra formasına kavuştu. Sağda Tolga Ciğerci'nin ideal 11 oyuncusu olduğunu söylemek zor ancak mücadelesi ile takıma katkı sağlıyor. Kruse'nin yokluğunda forvet arkasında bugün Emre Belözoğlu vardı ancak Emre yaşlandıkça ileri değil geriye doğru pozisyon alarak oynamayı seven bir oyun yapısına sahip. Dolayısıyla 10 numarada Zajc daha iyi bir tercih olabilirdi. İleride ise milli aradan golle dönen Vedat Muriqi vardı alıştığımız üzere.

Gole yakın oyuncu sayısının azlığı nedeniyle Fenerbahçe'nin hücum gücü adına kısır geçmesi muhtemeldi maç öncesinde. Beklendiği gibi de oldu aslında, kaleyi bulan 3 şutun 2si gol olunca Fenerbahçe 3 puana uzandı. Kaleyi bulduğumuz pozisyonların sadece biri organize ataktı. Buna karşın kaleci Altay neredeyse yere yatmadan maçı tamamlayacaktı ancak hatalı çıkışı buna engel oldu. Maçın genelinin orta saha mücadelesi şeklinde geçtiğini söylemek mümkün. İlk yarının sonlarında Mauricio Isla'nın iyi ortasında Vedat Muriqi bekleneni yaptı ancak top direkten döndü. Dönen topu Tolga Ciğerci iyi takip etti ve topu ağlarla buluşturarak 3 puanın ikisini cebe koydu.

İkinci yarıda orta saha mücadelesi devam ederken Emre Belözoğlu'nun (biraz da faullü) şok presiyle Vedat Muriqi farkı ikiye çıkardı ve aldığımız puanı 3e çıkardı. 2-0dan sonra takım rahatlarken Altay sahne aldı ve ikinci hatalı çıkışında golü ağlarında gördü. Denizlispor'un gol atmaya pek mecali yoktu ancak Altay'ın ikramı sonrası iştahlanarak ikinci golü aradılarsa da sonuç elde edemediler ve maç 1-2 Fenerbahçe lehine sonuçlandı.

Altay Bayındır : (5/10) En rahat maçlarından birini çıkarırken yaptığı hata maçı yakma potansiyeli taşıyordu. Yan toplarda 1/10, geri kalan kalecilik performansı 9/10. Bolca yan top çalışması lazım ama lütfen Volkan Demirel'i örnek almasın bu konuda.

Mauricio Isla : (7/10) Maçın kilidini açan golde isabetli ortasıyla pay sahibi. Son iki haftada yapamadığı isabetli ortalar yüzünden 5 puanı bırakınca sanırım milli ara boyunca orta çalışmış, Bugün de meyvesini aldı. Savunmada da görevini başarıyla yerine getirdi.

Mathias Zanka : (7/10) Geldiğinden beri en temiz performanslarından birini sergiledi. Rakipten bolca hava topu aldı. Pozisyon vermeden maçı tamamlıyor olmamızda büyük payı var.

Serdar Aziz : (8/10) İyi ki döndün be Serdar! Stoper bolluğu içinde stoper yokluğu yaşıyorduk sen yokken.  Bu performansı devam ettiği müddetçe takım kolay kolay gol yemez. Zanka ile de iyi bir uyum sergilediler. Yalnızca topla rakip sahada olduğu anlarda arkadan gelen oyuncuya dikkat etmesi gerekiyor, bu şekilde kaptırdığı toplar başımıza iş açabilir.

Hasan Ali Kaldırım : (6/10) Formasına (ve standart notuna) kavuşan bir başka oyuncu da Hasan Ali. Sakatlık sonrası performansı iyiydi, takım savunmasına da olumlu yansıdı performansı.

Tolga Ciğerci : (8/10) 8 numara, sol açık derken bugün de sağ açıkta görev aldı ve maçın en iyilerinden oldu. Attığı golde sakince topu düzeltip düzgün bir vuruş yaptı, gol dışında da orta sahaya hep yardım etti. Rakibin sol kanattan akın yapmasına izin vermedi.

Ozan Tufan : (9/10) Ozan da mevkisiz ve ciğersiz futbolculardan. Sezon başından bu yana sağ bek, sağ açık, sağ iç ve bugün son yarım saatte 10 numara oynayarak adeta joker görevi gördü. Gücünü dengelemeyi henüz başaramadığı için pozisyon içinde ayakta kalmayı başardıktan sonra güç yetersizliği nedeniyle son hareketi yapmakta zorlanıyor. Emre ile yan yana oynuyor olması kendisi için büyük avantaj, o da sanırım bu imkandan bolca faydalanıyor.

Luiz Gustavo : (8/10) Gelmese çok şey kaybeder miydik diye düşünürken şimdi iyi ki gelmiş diyoruz. Pozisyon almayı, top çalmayı, gerektiğinde profesyonelce faul yapmayı, yaptığı halde yapmamış gibi göstermeyi çok iyi biliyor. Kesiciliği sayesinde bugün bir çok atağı başlamadan sonuçlandırdı, özellikle iki pozisyonda rakip farkında olmadan topu çalmasına hayran kaldım.

Garry Rodrigues : (6/10) Sakatlıktan henüz döndüğünü söylemek güç, kondisyona ihtiyacı var. Bugün sadece idare etti. Gole yaklaştığı iki pozisyonda kendisine yakışmayan vuruşlar yaptı.

Emre Belözoğlu : (8/10) "Kaybetmenin acısı kırık kaburganın acısından büyük olurdu" diyerek gönülleri fethetti kaptan. Kalecinin son anda çıkardığı vuruşu ve 2. gol öncesi şok presiyle takımın gole en çok yaklaştığı anlarda sahnedeydi. Ancak yukarıda da yazdığım gibi Emre yaşı ilerledikçe mevki olarak geriye kayan bir isim. 10 numara olup yaratıcılık ve ara toplarını zorlamak yerine regista olarak oyunu geriden yönetmeyi daha çok seviyor.

Vedat Muriqi : (9/10) Maçın kare asının parçalarından biri de Muriqi. Bugün yapmadığı iş kalmadı. Yüksek top indirdi, arkadaşlarına duvar oldu, savunmaya gelip top çıkardı, direkten dönen topu asist oldu ve golünü atarak maçı bitirdi.

Deniz Türüç : (4/10) Kafa olarak ileri değil, geri gidiyor sanırım. Yıldız oyuncu olarak geldiğini sanarken bir anda yedek rol oyuncusuna dönüşmek işine gelmedi muhtemelen. Acilen toparlanması lazım.

Jailson : (6/10) Farkın bire inmesi sonrası oyun kontrolünü yeniden ele almak için oyuna girdi. Bariz bir etki gösterdiğini söylemek zor. Vasatı aşamadı.

Alper Potuk : (5/10) 3 dakika, 10bin euro maç başı denkleminin öznesi. 

Ersun Yanal : (7/10) Sahaya sürdüğü savunma ağırlıklı 11e rağmen bugün girdiği 3 pozisyonun ikisinin golle sonuçlanması sayesinde 3 puanı almayı başardı. Yoksa yine klasik bir bireysel hata ile puan kaybı kapıdaydı. Oyun ve hücum planını çeşitlendirmesi lazım, evimizde Antalya'ya karşı da, deplasmanda Denizli'ye karşı da birebir aynı oyunu oynuyoruz. Tutarsa galip geliyoruz, tutmazsa alternatif olmadığı için mağlup oluyoruz. Kalan 9 haftada oynayacağı 7 rakip puan tablosunun alt yarısında, 4 tanesi son 4 sıranın sahibi. Bu maçları rahat geçerek alternatif oyun planları kurgulaması lazım.

Özetle; Fenerbahçe ideal düzenini bulma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor. Bundan 2-3 sene önce 8 haftada ideal düzeni bulamamış takım yarışa havlu atarken bugün şampiyonluğun en iddialı takımlarından olabiliyor zira rakipler de iyi bir sezon geçirmiyorlar. Ersun Yanal sakatların da dönüşüyle eldeki malzemeyi iyi kullanmaya başladı ancak alternatif planlara da çalışmak zorunda. Her maç 3 gol pozisyonu, 2 gol şeklinde bitmez. Bireysel hatalara da artık son vermeli bu takım.

28 Eylül 2019 Cumartesi

Tadı Tuzu Olmayan Derbi Mi Olur?

Ligimizde bir sezonda 306 maç yapılıyor. Taraftarların %90'ına göre bu maçların en değerli 2 tanesi Galatasaray - Fenerbahçe maçıdır. Yayıncı kuruluş yayınları maç başına ücretlendirse açık ara en yüksek ücrete sahip olacak maç bu. Gel gelelim sahadaki futbol, derbinin değeriyle yarışamıyor.

İki cepheden de bakalım bugün olaya. Fenerbahçe sezona iyi girmiş, ciddi sayıda sakata rağmen iyi bir düzen içinde oynuyor. Sahaya çıkan 11 oyuncunun 5 tanesi ilk kez derbi heyecanı yaşıyor. İlk 11'in yaş ortalaması 29.1, kadro değeri ise 38.5M euro. Derbide ilk tercihi yenilmemek olacaktı doğal olarak. Ersun Yanal'ın sahaya sürdüğü 11 bunu destekler nitelikteydi zaten. İlk 70 dakika oyunu tutup son düzlükte rakipten hata bekleyecekti. Sahaya 4-4-2 şeklinde diziliyordu Fenerbahçe, orta alanda çok koşan 3,5 adam, top tekniği yüksek 2 adam vardı. Bu sayede hem alan kapatıp hem de kapılan topları hızlı bir şekide Muriqi - Kruse ikilisine aktarmayı hedeflemişti Ersun Yanal.

Galatasaray ise yeni yapılanma ile sezona beklenenin altında bir başlangıç yaptı. Fatih Terim'in cezası ve takımın henüz beklenen düzeyde hücum yapamaması belirgin handikaplardı. Kendi sahasında üstün taraftar desteğini ardına alıp maaile saldıracaktı Galatasaray. Klasik savunma dörtlüsü önünde Nzonzi'ye eşlik eden Lemina ve Belhanda ikilisi vardı. Kanatlarda Babel ve Feghouli, tek forvet Falcao'yu besleyeceklerdi. Sahaya çıkan 11in yaş ortalaması 30.1, piyasa değeri ise 87.4m euro idi.

Maçı üç bölümde incelemek mümkün.

1 - İlk 15 dakika
2 - 15-45 arası
3 - İkinci yarı

İlk yarı Fenerbahçe'nin domine ettiği bir bölümdü. Sahaya iyi yayıldı, rakibe 3. bölgenin bitiminde baskıya başladı ve hiç bir rakip oyuncuya top ayağındayken düşünme payı vermedi. Hücumda ise kaptığı topları adeta çalışılmış verkaçlar ile savunma arkasına indirdi. Bu bölümde çok ciddi denmese de gol pozisyonları buldu Fenerbahçe ancak skoru lehine çeviremedi.

İkinci bölümde Galatasaray oyunda dengeyi yakaladı. Bu bölümde Fenerbahçe'nin 4+4'lük savunma bloğu pas trafiğine izin vermeyince Falcao topla uzunca bir süre buluşamadı. Tehlikeli pozisyonlar ise Lemina'nın uzaktan şutlarıyla geldi ancak Altay bugün gol yememek için çok konsantreydi. Böylece ilk yarı 0-0 sona erdi. Ersun Yanal istediğini alarak soyunma odasına dönüyordu, Levent Şahin görünümlü Fatih Terim ise ikinci yarıya yeni bir plan hazırlamalıydı.

Maçın üçüncü ve son bölümü ise ilk yarıdan farklı olarak keyifsiz bir orta saha mücadelesi şeklindeydi. Koca 45 dakika boyunca iki takım adına tek isabetli şut maçın son dakikasında geldi. Ersun Yanal'ın rakibin temposunu düşürme planı tıkır tıkır işledi ancak son düzlükte aradığı golü bulamayınca kötünün iyisi 1 puan ile sahadan ayrılmış oldu. 

Altay Bayındır : (9/10) Sezonun en iyi maçını oynadı. Gün geçtikçe üzerine koyuyor. İlk derbisinde gerçek Fenerbahçeli kaleci olması sevindirici. Çıkardığı iki kritik topla bugün alınan puanda önemli pay sahibi.

Mauricio Isla : (5/10) Uzun süreli sakatlığı sonrası bugün sürpriz bir şekilde kadrodaydı ancak vasatı aştığını söylemek güç. Maç eksiği önemli şekilde göze çarptı, karşısında Babel gibi büyük bir tehlike oynayınca hücuma destek vermeyi hiç düşünmedi.

Mathias Zanka : (8/10) Gol yemeyi bırakın, neredeyse pozisyon vermeyen tandem ikilisi olarak başarılı bir performans sergiledi Jailson ile beraber. Geçen hafta ne kadar kötü dediysem bu hafta da o kadar iyi diyorum. Hata yapmadı, müdahaleleri hep yerindeydi. Falcao ne yapar bu savunma hattını derken Falcao'yu sahadan sildi.

Jailson : (7/10) O da günün iyi isimlerinden. Geriden oyun kurmasına engel olmak için rakip hücum hattı kendisine yoğun baskı uygularken Zanka'yı daha serbest bıraktı. Bu da Jailson'un pas trafiğine dahil olmasına engel oldu.

Nabil Dirar : (6/10) Günün zayıflarından biri de Dirar. İlk 2 hafta performansıyla parmak ısırtsa da bugünkü performansı ile Hasan Ali'nin dönüşüyle beraber sağ bek pozisyonunu da devralamayacak gibi görünüyor. Alıştığımız topu ileri taşıyan ve kendine güvenen Dirar'dan uzak bir görüntü çizdi.

Ozan Tufan : (7/10) İlk yarı orta sahada 8, ikinci yarı savunmada 6 notuyla oynadı. Çok koştu, çalıştı, mücadele etti. Savunmada adam takibini bir kaç pozisyonda atladı.

Emre Belözoğlu : (7/10) Kaptan takımını iyi idare etti, 39 yaşında bu düzey bir derbide 90 dakika sahada kalmak büyük meziyet öncelikle. Pas trafiğinde hata yapmadı, duran toplarda ortaları vasattı, kaçırdığı frikikler kötüydü.

Luiz Gustavo : (8/10) Ben futbolcuyum diyor bu adam. 90 dakika boyunca basmadık yer bırakmadı, tereyağından kıl çeker gibi müdahaleler ile rakibi bozmayı başardı. Lemina ile yaşanan penaltı pozisyonunda şans yanındaydı, el olmasa hakem penaltıyı çalabilirdi.

Tolga Ciğerci : (7/10) Sen bir sene boyunca top oynama, sonra çık ön libero oyna desinler. Görevini başarıyla yerine getir. Yetmedi sol açık oyna desinler, orada da vazifeni yap, hatta gollük pozisyonlara gir. Profesyonelliğine bravo Tolga, yeteneğin bu seviyede ilk 11 oynamak için yeterli değil belki ancak yüreğin ve profesyonelliğin seni bu takımın içinde tutacak.

Max Kruse : (6/10) Gol olmayınca forvet hattına iyi puan da çıkmıyor doğal olarak. Bugün forvet arkası değil, direkt olarak forvet oynadı ileri ikilide. Beklediği topları almakta zorlandı, aldığı zamanda istediği vuruşu yapmaktan uzaktı.

Vedat Muriqi : (7/10) Gol atmak dışında her şeyi yaptı bugün. Hava topu aldı, top sakladı, duvar oldu, faul aldı, sarı kart aldırdı.. Pivot santrafor olarak istenecek her katkıyı verdi, yanına bir de gol sıkıştırsa gerçek Fenerbahçeli olacaktı. Olsun, darısı ikinci yarıya.

Deniz Türüç : (4/10) Sahaya çıkan 28 futbolcu içinde maça kafa olarak en az hazır oyuncuydu. 45 dakika boyunca ne anladığını çözemedik. Ersun Yanal da 46da oyuna aldığı oyuncusunu 90+'da tekrar kenara alarak mesajı verdi.

Tolgay Arslan : (? / 10) Zaman geçsin diye oyuna girdi ve topla buluşmadı.

Hasan Ali Kaldırım : (? / 10) Zaman geçsin diye oyuna girdi ve topla buluştuğu tek pozisyonda topla beraber taca çıktı.

Ersun Yanal : (7/10) İstediğini alarak dönüyor Kadıköy'e, derbi deplasmanında yenilmemek önemli. Planının ilk yarısı tuttu, ikinci yarısı için şans yanında değildi. 6 haftada 2 kritik deplasmanı geride bırakarak 11 puan almayı başardı. Lidere kaybetmesi bir yol kazasıydı, sakatlar döndükçe bu kazalar da yaşanmayacak artık. Doğru yoldasın Ersun Yanal.

Özetle; 306 maçlık fikstürün en değerli karşılaşması buysa, bu lig için 500 milyon USD ödeyenin, evine aylık 150 TL'ye Digitürk alanın, dışarıda rakı masasına 250 TL harcayanın, 5.000 TL'ye kombine, 200 TL'ye kale arkası bilet alanın vay haline! Fenerbahçe derbi geleneğine uygun olarak puan çıkarmayı başardı, Galatasaray da iç sahada son 40 maçta aldığı 7 beraberliğin 3 tanesini Fenerbahçe'ye karşı alarak serisini sürdürmüş oldu. Haftaların henüz 6'yı göstermesi nedeniyle kazananı öne geçirecek ya da kaybedeni yarış dışı bırakacak bir maç değildi ancak iki takım da yeterince risk almadıkları için bir derbi daha golsüz ve tatsız, tuzsuz bitti.

21 Eylül 2019 Cumartesi

Hücum Maç Kazandırır, Savunma Şampiyon Yapar!

Lige iyi giren Fenerbahçe 2 haftadır duraklama dönemine girmişti. Gerçi Trabzon ve Alanya maçlarında ortaya konan oyun beklentilerin çok da gerisinde değildi. Geçen hafta gelen gollerdeki bireysel hatalar iyi oyunu gölgeler nitelikteydi. Ayrıca geçen hafta gösterdi ki Emre olmadan bu takımın oyun kurgusu hep zayıf kalacak. (Bugün ilk yarıda da aynı sıkıntıları yaşadığımızı söylemek mümkün.)

Maça gelirsek; kadro kalitesi ligin altında olan ancak Orgill gibi bu ligin üzerinde bir santrafora sahip Ankaragücü'ydü rakip. Geçen sene Tyler Boyd ile iyi işler yaparak takımı ligde tuttular ancak bu seneye parlak bir başlangıç yapamadılar. Fenerbahçe ise evinde iyi oyunu sürdürerek derbi öncesi rahat bir galibiyet ile temiz sayfa açma niyetindeydi. Transferin son günlerinde kadroya dahil edilen Adil Rami ve Luiz Gustavo da ilk 11'deydi. Geçen seneki ideal 11'den sadece Nabil Dirar vardı kadroda, o da geçen seneki mevkisine en uzak noktada oynuyordu.

Bu sene alışık olduğumuz üzere Fenerbahçe topa hakim olarak başladı maça. Rakibi bunaltmaya başlıyoruz, golü erken bulacağız derken bireysel hata belası yine başımızdaydı. Bu sefer baş rol oyuncusu Adil Rami'ydi. 16 dakika içinde yaptığı 4. hatalı pasta rakip golü bulmayı başardı. Topun arkasına geçip beklemeyi seven Ankaragücü karşısında iş bir kat daha zordu artık. Golü yedikten sonra toparlanmak uzun sürmedi neyse ki. Bu sezon ilk duran top golünü karambolde Zanka ile bulduk. Golden sonra Ankaragücü yeniden kabuğuna çekildi ve uzunca bir süre Altay'ı ekranda göremedik.

İlk yarı sona ererken maçın etkisiz elemanı Garry Rodrigues sakatlandı ve yerini Emre Belözoğlu'na bıraktı. Sakatlık sonrası dövünmesinden tahmin ettiğim kadarıyla uzun sürebilecek bir sakatlık var bileğinde. Bu değişiklik sonucu oyun kurgusu 4-2-3-1'den 4-3-3'e döndü. Kruse sol kanada geçti, Emre ise orta sahayı üçledi ve oyunu yönlendirme görevini üstlendi. Aynı zamanda Fenerbahçe uzun yıllar sonra 4 kaliteli sol ayağa sahip oyuncuyla (Emre, Kruse, Luiz Gustavo, Deniz Türüç) sahada yer aldı. İkinci yarıya gol bulma arzusuyla başladı Fenerbahçe ve 55-70 arası rakip kaleyi abluka altına aldı. Bunun meyvesini de Kruse'nin ortasında (gerçi ona orta denmez, al da at denir) Muriqi'nin golüyle buldu. Ankaragücü geri düştükten sonra bir pozisyonda yine ağır Fenerbahçe savunması arkasına sarkmayı başardıysa da Ozan Tufan müthiş bir zamanlamayla topun ağlarla buluşmasını engelledi. Canteros ve Tolga'nın şutlarında Altay ve Korcan yerinde hamleler ile görevlerini başarıyla yerine getirdiler ve maç 2-1 tamamlandı.

Altay Bayındır : (7/10) Üzerine düşen görevi yaptı. Yediği golü çıkarsa iyi iş yapmış olurdu, ben Orgill'in o köşeye vuracağını tahmin etmiştim. O da tecrübe kazandıkça bu tahminleri daha iyi yapacak.

Ozan Tufan : (8/10) Maçın en iyilerindendi. Gerek savunma kademeleri gerekse hücum aksiyonları anlamında keyifli bir 90 dakika izletti bize. Beklerin savunma hattına dönüşüyle orta alandaki formasını yeniden almak adına performansını sürdürmesi gerek.

Mathias Zanka : (7/10) Maçın golünü atan adama bu kadar düşük puan verilir mi? Savunma performansını düşününce verilir. Maalesef çok ağır, özellikle Ersun Yanal'ın düzeninde öne çıkan savunma hattında oynaması pek mümkün değil. Dilerim bunlar antrenman ile düzelebilecek sorunlardır.

Adil Rami : (5/10) Savunmada yerinde oynamayanlardan yana muzdaribiz sene başından bu yana. Bugün yerinde oynayan stoper yakıyordu bizi. Geleli bir kaç hafta oldu ancak fiziksel olarak henüz hiç hazır değil. Sağdan sola, soldan sağa çeviriyor oyunu ancak hızlı hücum hatları karşısında top kaybı yapması direkt golü yememiz demek.

Nabil Dirar : (6/10) İdareten sol bek oynuyor, giderek bunu hissettirmeye başladı. Neyse ki rakibin üzerimize gelmeye mecali yoktu da savunma zaafları pek ortaya çıkmadı bugün.

Deniz Türüç : (7/10) Geçen haftaki etkisiz futbolu üzerine paparayı yemiş olacak ki bugün sürekli aradı. Top alıp verdi, savunma arkasına koştu, iyi ortalar yaptı. Bu şekilde devam etmesi temennimiz ancak emeklerinin biraz daha skora yansıması gerek.

Tolga Ciğerci : (7/10) 8 numarada ileri geri durmadan çalıştı. İkinci yarı sol kanada destek vermeye başladı, bunu da idareten yürüttü. Savunma arkasına yaptığı koşu iyiydi ancak son vuruşu kötüydü. Eksiklerin dönmesiyle beraber kadrodaki yerini kaybedebilir ancak sezon boyu fayda sağlayacak bir oyuncu olacağı aşikar.

Luiz Gustavo : (8/10) Ayakları kalite kokuyor. Pozisyon almayı iyi biliyor, takıma alıştıkça performansının ne düzey olduğu daha net ortaya çıkacak.

Garry Rodrigues : (5/10) Sakatlanıp çıkmak zorunda kaldı ancak sakatlanana kadar da sahada varlığıyla yokluğu birdi. Kanat oyuncularından yana canımız epeyce yandı bu sezon. Dilerim haftaya yeniden sahada yer alır. Deplasmanda ona ihtiyacımız olacak.

Max Kruse : (8/10) 5 maç, 4 asist ligin en iyi rakamlarından. Oyun zekasının ne düzey olduğunu gösteriyor. Bugün bir kaç pozisyonda gole yaklaşsa da henüz golle tanışamadı. Haftaya ilk golünü bularak gerçek Fenerbahçeli olursa şahane olur.

Vedat Muriqi : (9/10) Hem galibiyeti getiren golü attığı için, hem rakibin kontra atağında geriye ölümüne depar atarak rakip atağı engellediği için, hem de arkadaşlarına servis yaptığı için günün en iyisi olmayı hak etti. Transfer olduğu gün bu düzey bir performans göstereceğini hiç sanmıyordum, beni yanıltmaya devam eder umarım.

Emre Belözoğlu : (8/10) Bel ağrıları nedeniyle ilk 11de yoktu ancak ilk yarının sonlarında oyuna dahil olarak oyun kurucu rolünü üstlendi. Attığımız golde de tam zamanında attığı pasla atağı başlatan isim oldu. Haftaya kendisinin top hakimiyetine, sakinliğine ve savunma arkası uzun toplarına çok ihtiyacımız olacak.

Jailson : (7/10) Bireysel hataları artmaya başlayınca formasını hazır olmayan Rami'ye kaptırdı ancak ikinci yarı geri almayı başardı. Stoper meziyetlerinin bir çoğuna sahip değil ancak savunma hattımızdaki tüm oyunculardan daha hızlı.  Bu yüzden fiziksel mücadeleden ziyade savunma arkası topların tehlike teşkil ettiği maçlarda kadroda yer alması daha anlamlı.

Tolgay Arslan : (6/10) Son bir kaç dakika top tutup oyunu rahatlatmak adına sahadaydı.

Ersun Yanal : (8/10) Bu sezon ikinci kez geri düştüğü bir maçı 2-1 kazanmayı başardı Ersun Yanal. Oyun düzenini iyice dikte etmeyi başarmış görünüyor. Kanat ortası, göbekten ver-kaç, duran top, çapraz ters toplar.. bolca varyasyon içeriyor hücum planları. İş artık savunmayı oturtmakta.

Özetle; hücum hattı takımı öne geçirmekten öte savunma hattının hatalarını örtmeye çalışıyor. Ancak unutmamak gerekir ki büyük başarıların altında iyi savunma yatar. İyi savunma takımın en ileri ucundan başlar ancak biz basit savunmayı bile beceremiyoruz zaman zaman. Konsantrasyon eksikliğinden kaynaklanan bireysel hatalara bir çözüm bulmalı Ersun Hoca. Önümüzdeki hafta ve devamında gelecek maçlarda kaliteli hücum hattına sahip rakipler bu ağır savunma hattını duman ederler yoksa. Haftaya derbi heyecanı bekliyor bizleri. Savunma hattımız en büyük sınavını verecek, bakalım kimler sahneye çıkacak..

16 Eylül 2019 Pazartesi

Bir Adam Tek Adam, Bir Kaptan Çok Adam

Lige iyi giren Fenerbahçe milli ara öncesi şampiyonluk favorisi olarak gösteriliyordu. Özellikle milli arada goller atan Vedat Muriqi'in bonservisi, Emre ve Ozan'ın yükselen performansları derken işler yolunda gitmeye devam edecek gibiydi. Oysa milli maç arası dönüşü rakip 3 maçta 3 galibiyet alan Alanyaspor'du. Bir yanda Erol Bulut yatar diyenler, öte yanda Nihat Özdemir üzerinden federasyona sallayanlar derken Fenerbahçe mental olarak hazır olmadığı bir maça çıktı.

Maçın ilk 35 dakikası heyecan ve aksiyondan uzaktı. Bunda en büyük faktör Fenerbahçe'nin oyunu geriden organize eden Emre Belözoğlu'ndan mahrum olmasıydı. Bir oyuncu bu kadar şeyi değiştirir mi derseniz, söz konusu kaptan Emre ise değiştirir. Fenerbahçe ilk kez organize geldiği akında golü buldu ancak geçen senenin laneti bireysel hatalar yakamızı bırakmamıştı. Kaleci Altay 3 pozisyonda topu sektirdikten sonra 4.'de golü kalesinde gördü.

Oyun kötü değil, ikinci yarı toparlar bir tane daha atarız derken devre arası sonrası henüz TV karşısına geçemeden golü gördük kalemizde. Jailson 4. maçında 2. kritik stoper hatasıyla ben burada oynayamam arkadaş diyordu. Erken gelen gol moralleri de bozdu, o dakikadan sonra hücum anlamında pek etkin de görünmedi Fenerbahçe. Alanyaspor ise kontra ataklar ile ne kadar tehlikeli bir takım olacağını attığı 3. gol ve kaçırdığı goller ile gösterdi. Maç bittiğinde skor tabelasında 3-1 yazıyor olması Fenerbahçe'nin şansıydı. Rakip Alanyaspor ise 4 maçta 12 puan ile yaptığı iyi başlangıcı sürdürdü ve lig biterken ilk 5te olacağının sinyallerini verdi.

Altay Bayındır : (2/10) 21 yaşında bir kalecinin eksikleri olması doğal. Ancak iletişim bu eksiklerden biri olmamalı. 2007-2008 sezonunda Volkan'ın iletişim eksikliği nedeniyle şampiyonluğu verdi bu takım. Yediği ilk golde topa çıkarken "bende" diye öyle bir bağırmalı ki Altay; yanındaki Zanka sesi duyup topa çıkmaya korkmalı! Üçüncü golde karşı karşıya iyi olan refleksleri pasif kaldı.

Ozan Tufan : (3/10) Andorra maçının yıldızı sağ bekte iyi bir maç çıkaramadı. Arkasına adam kaçırdı, üçüncü golde kritik hata ile kısmen açık olan geri dönüş kapısını da kapattı. Hücumda ise sıfır katkı verdi.

Mathias Zanka : (2/10) Gerçekten vasat altı bir stoper görüntüsü veriyor. Alışmadı desek koyduğu performans alışmışlık seviyesinden bağımsız olarak çok kötü. Rami'ye acil ihtiyaç çağrısı yapmak gerek.

Jailson : (2/10) Üst düzey takımın stoperi bu tür bir hata yapmaz, yapamaz! Hele 4 haftada iki kere hiç yapamaz! Ön liberoda şansı gittikçe azalıyor, stopere evrilse onu da beceremeyecek gibi.

Nabil Dirar : (3/10) 2 haftalık sol bek şovu sona ermiş görünüyor. Hasan Ali gelsin diye dua etmeye başlıyoruz sanırım.

Deniz Türüç : (3/10) Her hafta üzerine koyması gerekirken yerinde saymaya devam ediyor. Moses sakatken eline geçen fırsatı pek iyi değerlendiremedi şu ana kadar. Duran top ya da ters kanat ortası becerisini de sergileyemiyor.

Tolga Ciğerci : (5/10) Eksikler sonucu eline geçen fırsatı kötü kullanmadı aslında ancak kondisyonu yetersiz. Attığı golde bulunduğu yer çok doğru, gol vuruşu vasat ancak şans yanında. İkinci yarı ise sahada yok adeta. İyi bir yedek, ancak fazlası değil.

Luiz Gustavo : (5/10) Takıma alışma evresini henüz atlatmış değil. Arkasında Rami, yanında Emre ve önünde Kruse ile oynamaya alışınca verimi artacak. Pas trafiğini geri yönlü olarak iyi yönetti ancak hücuma yön verme anlamında Emre kadar iyi bir dağıtıcı değil.

Garry Rodrigues : (4/10) Galatasaray'a şampiyonluk getiren günlerinden esintiler sunamıyor maalesef. Sürati futbol aklının önünde, böyle olunca topa istediği gibi hakim olamıyor.

Max Kruse : (3/10) Geliştirdiğimiz tek organize atakta bitirici pası akıl dolu ancak onun dışında 90 dakika boyunca ne yaptı derseniz, neredeyse sıfır. Top dağıtımında zayıf kaldığımız bu tür maçlarda orta alana biraz daha yardımcı olması gerek.

Vedat Muriqi : (2/10) Milli maç arasında yazılıp çizilenler aklını karıştırdı sanırım. İlk haftalardaki performansından çok uzaktı. Ne top tutabildi, ne arkadaşlarına servis yapabildi. Uzaktan attığı bir şut harici akılda kalan hareketi yok 90 dakika boyunca.

Alper Potuk : (3/10) Oyuna 8 numara olarak dahil oldu ancak o mevkide oynayabilecek Zajc gibi bir oyun kurucu varken anlamsız bir tercih oldu bence. Topla buluştuğundan daha çok hakeme itiraz etmesi de ilginç bir anekdot.

Ferdi Kadıoğlu : (4/10) İlk 2 haftanın kenardan gelen genç kahramanı takımın kötü performansına uyum gösterdi.

Mevlüt Erdinç : (?) Topa dokunmadan maç bitti.

Ersun Yanal : (3/10) Mağlubiyetin temelinde bireysel hatalar yatıyor olsa da bugünkü takımın maça yeterince iyi hazırlanmadığı ortadaydı. Saha içi lider Emre'den yoksun olunca oyun böyle şekil değiştirecekse bu sezon işimiz var. En azından hücumda yeterince koordine olamadığımızı görüp Max Kruse'yi biraz daha geri çekmesini beklerdim. Değişiklikleri de oyuna etki edemedi.

Özetle; 39 yaşındaki bir Emre olmayınca takımın performansı bu kadar düşüyorsa vay halimize! Alternatif bir planımız olmadığı bu maçla beraber ortaya çıktı. İlk 3 haftanın önde koşanı artık rakiplerle aynı noktada. Sezon başında ilk 4 hafta 7 puana razı olabilirdim ancak bugünkü kötü performansa razı olmam mümkün değil. Acilen ideal 11'in oluşturulması ve üzerinde ısrar edilmesi gerekiyor. Ersun Hoca ve Emre Belözoğlu, acilen dümene bekleniyorsunuz.

1 Eylül 2019 Pazar

Hızlı Başladı, Yavaş Bitti

Lige fırtına gibi başlayan Fenerbahçe milli maç arası öncesi geçen seneden oturmuş kadrosunu koruyan Trabzonspor'u konuk ediyordu sahasında. 97'den bu yana yenilmiyordu rakibine. O maça dair de ilginç bir anım vardır. İngiltere'ye yaz okuluna gitmiştim o yaz, Trabzonspor maçı da sezonun hemen başındaydı ve döneceğim hafta sonu oynanacaktı. O zamanlar internet yaygın olmadığı için gününü ve saatini net olarak bilmiyordum. Dönüş günü hava alanına geldiğimde babamı aradım ve 3-1 yenildiğimizi söyledi. Buruk bir şekilde uçağa yöneldim, kapıda bir gazete aldım okumak için. Koltuğuma oturup gazeteyi açınca baktım ki maç günü haberleri var. Babamın beni kafaladığını düşünüp içimden söylendim. Gerçeği fark etmem birkaç dakika aldı, gazete bir önceki günün gazetesiydi. İşte bu da böyle gereksiz bir anımdır.

Maça gelirsek, gençlerin maçı oldu. Önce bir genç hata yaptı, sonra aynı genç hatasını telafi etti. Sonra diğer genç kalesinde devleşti, en son diğer genç sen kurtarırsan ben de kurtarırım dedi. Fenerbahçe muazzam baskıyla başladı ve rakibin ilk 18 dakikada sadece 18 başarılı pas yapmasına izin verdi. Bunun ödülü olarak golü de buldu ve oyunu rölantiye aldı. Beklediği golü yiyince rahatlayan Trabzonspor topu yere indirip pas yapmaya başlayınca ilk fırsatta skora eşitliği getirdi. Dirar'ın yerini kaybetmesi ile başlayan hatalar zinciri Altay'ın kararsızlığı ve Tolga'nın adamını takip etmemesi sonucu golü getirdi. Gelen gol Fenerbahçe'de şok etkisi yarattı ve ilk devre bitene kadar şuursuz bir oyun vardı sahada.

İkinci yarıya yine hızlı başladı Fenerbahçe ancak bu sefer hızı 7-8 dakika sürdü. Bu kısa zaman diliminde skoru arttıracak pozisyonları da buldu ancak Uğurcan kalesinde devleşti. 60. dakikadan sonra yorulan Fenerbahçe orta sahası oyundan düştü ve son yarım saatte Trabzonspor pozisyonları bulan taraftı. Özellikle Nwakaeme ve Yusuf Sarı savunmayı zorlasa da Altay kalesini başarıyla korudu.  Trabzonspor'dan üç oyuncuya dikkat çekmek gerek. Kaleci Uğurcan gereksiz bir şekilde zamandan çaldı ve sarı kartı 79da gördü. Nwakaeme yürüyerek adam geçtiği müddetçe Trabzonspor gol sorunu yaşamaz. Yusuf Sarı yeni nesil Rıdvan gibi geliyor.

Altay Bayındır : (7/10) Yediği golde kararsız kalması eksi puan ancak çıkardıklarıyla bunu fazlasıyla telafi etti.

Ozan Tufan : (5/10) Karşısında Yusuf Şimşek'ten sonra en rahat çalım atan futbolcu olan Nwakaeme olunca hücuma hiç destek vermedi. Savunmayı da becerdiğini söylemek güç.

Matthias Zanka : (4/10) İlk 2 haftaki performansından çok uzaktı. Basit özellikleri olan bir pivot santrafor karşısında bu kadar zor durumlara düşmesi can sıktı. Rakip kaleciden gelen hava toplarını karşılamak konusunda çok zayıf.

Jailson : (6/10) Savunma tarafında geçen haftaya oranla daha derli topluydu, zaman zaman hücuma da katıldı.

Nabil Dirar : (4/10) 2de 2 yapan sol bekimiz bugün en zayıf halkaydı. Ne hücumda ne savunmada varlık gösterdi, yediğimiz golde hatası büyüktü.

Deniz Türüç : (5/10) Sakatlıklar sonucu eline geçen forma fırsatını çok iyi kullanamadı. Orta alanda pas trafiğine iyi niyetle yardım etmeye çalışsa da etkili olduğunu söylemek güç.

Tolga Ciğerci : (5/10) Geçen haftanın iyilerinden Tolga bu hafta 55te tükendi. O dakikalarda oyundan çıksa orta saha hakimiyetini bu kadar kaybetmezdik.

Emre Belözoğlu : (7/10) Maestro yine top dağıtım işini üstlendi ve kilit pasların sahibiydi. Yaşının getirdiği handikapla savunma tarafında zaafları var. Özellikle ön alan presi yaptığımız anlarda oyundan düştüğü her pozisyon tehlike oluyor kalemizde. Bu kadar olumlu katkısı olan oyuncunun bu zaafını kapatmanın yolunu bulmalı Ersun Yanal.

Garry Rodrigues : (7/10) Ayakları kendinden hızlı olunca 2-3 gol pozisyonunu heba etti. Gol öncesi pası iyiydi, direkten dönen top şanssızlığıydı.

Max Kruse : (7/10) Oyun görüşü muazzam, arkadaşlarını tanıdıkça daha da etkili olacak. Bugün tek toplarıyla bir çok akını başlatan isim oldu. Asist yaparken kafasını hiç kaldırmadı ancak Garry'nin orada olacağını biliyordu adeta.

Vedat Muriqi : (6/10) İyi niyetle mücadele etti, çok top indirdi ancak gol yollarına uzak kaldı.

Miha Zajc : (5/10) Orta alana yeniden hakimiyet kurmak için oyuna girdi ancak etkili olamadı.

Mevlüt Erdinç : (5/10) Topla 1-2 kez buluştu ancak bunlar ceza sahası içinde olmadıkça kendini göstermesi çok zor.

Ferdi Kadıoğlu : (6/10) İki haftadır kulübeden gelen star katkısı bugün gelmedi. Trabzonspor'un onun kanadını iyi kilitlemesi kadar takımın yorulmuş olması da etkiliydi.

Ersun Yanal : (5/10) Papaz bu kez pilav yiyemedi. Son dakikaların ustası Ersun Hoca bu kez istediklerini sahaya yansıtamadı. Orta alanı 30. dakikadan sonra rakibe teslim etti. Tolga'yı oyundan alması gerekirdi. Luiz Gustavo hamlesi ile eli kuvvetlendi, bakalım 4. hafta nasıl bir kadro kuracak.

Özetle; son 7 senenin 6'sında olduğu gibi kazanan çıkmadı. Bu sefer beceriksiz forvet hatlarından ziyade üstün kaleci performansları ön plandaydı. Gençlerin damga vurduğu maç milli takımın geleceği adına sevindirdi. Sezon açılışından bu yana yoğun mesai içindeki oyuncular sanki bu tatili bekliyor gibiydi. Hızlı başlayan maç yavaş bitti ve kazanan çıkmadı. 2 hafta sonra yeni transferler ile görüşmek dileğiyle..

25 Ağustos 2019 Pazar

Gol Olmayacak Maçta Olmayacak Goller

Sezonun en zor 5 haftalık dilimi içindeyiz Fenerbahçe adına. Öyle ki bu 5 haftada alınacak 15 puan henüz 6. haftada şampiyon kelimesinin telaffuz edilmesine, 6 puan ise çöpe giden bir sezon daha muhabbetlerine sahne olacak. Bu zorlu dönemin ilk halkası da Başakşehir maçıydı. Geçen haftaki flaş skora rağmen gol anlamında kısır bir mücadele olacağını düşünüyordum. Başakşehir 1-0 yapar ve üstüne yatar, ya da Fenerbahçe duran toptan, karambolden bir gol bulur diyordum.

İki takım adına da kritik eksikler vardı. Moses, Isla ve Hasan Ali gibi oyunculardan yoksundu Fenerbahçe, sağ bekte 8 numara, sol bekte sağ açık, stoperde ön libero oynuyordu. Neyse ki kalede kaleci vardı! İlk 10 dakika oyuna ısınıyoruz derken Fenerbahçe kontrolü eline aldı. İlk 2 bölgede oyunun hakimiyken 3. bölge geçişlerinde sıkıntı yaşıyordu.

Derken gol olmayacak maçta olmayacak bir gol geldi. Kalecinin asisti, Jailson'un ikramı ve Crivelli'nin muhteşem bitiriciliği birleşince sezonun en güzel gollerinden birisi henüz ikinci haftada atıldı. Belki de o anda transfer komitesi telefonu kaldırıp listenin ilk sırasındaki stoper için teklifini arttırdı ve transferi bitirdi bile. Başakşehir oyun yapısı gereği 1-0'ı ligde en iyi oynayan takım bence. Golden sonraki 45 dakika boyunca da tempoyu düşürerek oyunu soğutmayı başardılar. Ardından gol olmayacak maçta ikinci kere olmayacak bir gol geldi. 1.5 senedir sahaya çıkmayan Tolga Ciğerci'nin muazzam asisti Vedat Muriqi'nin muazzam tek vuruşu ile birleşti ve skora denge geldi. Kalan dakikalarda rüzgar Fenerbahçe'nin arkasında gibi görünse de Başakşehir daha tehlikeli pozisyonlara imza attı. Ancak son sözü 90+3'te sol bek Nabil Dirar söyledi ve Fenerbahçe'ye 3 puan, bana da bir yemek kazandırdı :) Sol bek Nabil Dirar'ın gol krallığında haftayı bir çok takımın önünde tamamlayacak olması da kaderin cilvesi sanırım.

Altay Bayındır : (8/10) Yediği golde açıyı çok iyi kapattı ancak muazzam gol vuruşuna engel olması işin ancak kaymağı olurdu. 1-0'ken kurtardığı top maçın kaderini değiştirdi. Ayağına hakim olması da önemli bir özelliği.

Ozan Tufan : (6/10) Geçen haftanın başarılı ön liberosu bu hafta sağ bekteydi. Devşirme oyuncunun oyuna katkısı da devşirme oluyor. Başakşehir'in kanatları iyi kilitlemesi sonucu hücumda etkili olamadı, savunma da ise rakip sıkça arkasına top indirmeye çalıştıysa da alanını iyi korudu.

Mattias Zanka : (7/10) Pas trafiğinde hata yapmadan istasyon görevi gördü. Rakibin hızlı oyuncular pek etkili olamayınca zor anlar yaşamadı. Rakip sahadan gelen uzun toplarda fiziğine oranla hava topları zayıf kalıyor.

Jailson : (4/10) Günün en zayıf halkası. Stoperin yerinin kaleyle rakip oyuncu arası olması gerektiğini bir saniyeliğine unutunca takımı zor durumda bıraktı. Neyse ki şans yüzüne güldü ve takım geri dönmeyi başardı. Stoper kariyeri birkaç gün içinde son bulacak muhtemelen.

Nabil Dirar : (9/10) Karşısında ligin en etkili kanat oyuncusu oynayınca geçen haftaki hücumcu sol bek performansını gösteremedi. Temel görevi Visca'yı durdurmaktı ve genel itibariyle başarılı olduğunu söylemek mümkün. Son dakikada attığı depar ve yaptığı kafa vuruşu ise kendisine haftanın oyuncusu ünvanını kazandırdı. Sol beke ihtiyacımız yok mu acaba? :)

Deniz Türüç : (6/10) İlk kez 11de sahne aldığı maçta genellikle saklanmayı tercih etti. Başakşehir'in takım savunması ile kanatları iyi kapatması sonucu 2 pozisyon haricinde etkili olamadı. Adaptasyon süreci halen devam ediyor, Vedat'a ilk yarı yaptığı orta gibi bir çok asistini izleyeceğiz bu sene.

Tolga Ciğerci : (8/10) Dile kolay, 1.5 sene sonra sahaya çıkıyor, 90 dakika oynayıp galibiyette pay sahibi oluyor. Ön liberoda ben de varım dedi adeta ve Ozan Tufan'a işinin kolay olmayacağını gösterdi. 

Emre Belözoğlu : (7/10) Yüksek tempo ve zorlu rakip karşısında 70te oyundan çıkar diyordum ancak 90 dakikayı tamamladı kaptan. Top dağıtımı yine muazzam, hep olması gerektiği yerde. Frikikleri baraja takmasaydı iyiydi.

Garry Rodrigues : (5/10) Günün zayıf halkalarından biri de o. Ligin en süratli oyuncularından biri olduğu kesin, ancak en isabetsiz orta yapanlarından biri olunca sürati fayda etmiyor. Performansı yukarı yönlü harekete girmezse yakın zamanda maçları yedek kulübesinden takip etmeye başlayacak.

Max Kruse : (6/10) Takımın en zeki oyuncusu, muhteşem bir tek top kabiliyeti var. Ancak takım arkadaşları ile aynı seviyeye gelmesi zaman alacak. Topu ayağına her alışı kalite kokuyor, kondisyon yükleme döneminin sancılarını hala çekiyor ancak 6. hafta itibariyle skora her maç katkı yapan bir Kruse izleyeceğimizi düşünüyorum.

Vedat Muriqi : (8/10) Aslan(!) parçası ikide iki yaptı ve gol krallığına göz kırpıyor şimdiden. Attığı golde yapılabilecek en iyi vuruşu yaptı. Gol dışında sırtı dönük topu kontrol ettiği zaman olabilecek en hızlı ve basit (mümkünse geri değil, ileri veya yana doğru) şekilde topu ayağından çıkarması lazım. Kafamızdaki soru işaretlerini siliyor her geçen maç, varlığına bu kadar bağlanınca yokluğu çok zor gelebilir.

Ferdi Kadıoğlu : (8/10) İki maçtır oyuna sonradan girip katkı koyuyor, bu maçtaki asisti 2 puanı getirdi. Hücum hattının her bölgesinde oynayabilecek yetenekte. Emre'nin Ozan'ı yetiştirmesi gibi o da Kruse ile bolca zaman geçirip ondan alabileceği her şeyi almalı.

Miha Zajc : (7/10) Satılması gündemde ancak bugün oyuna girip gole katkı yapan isimlerden biri oldu. 4-2-3-1 düzeninde yeri yok ancak girişiyle 4-3-3 oynamaya başladık ve daha fazla tehlike yarattık. Oluşan boşluklardan birinde de golü bulduk. Satılırsa üzülmem, kalırsa çok da sevinmem. Öyle işte..

Alper Potuk : (? / 10) Topa dokunmadı ama pres yaptı. Yapmış yani, öyle diyorlar.

Ersun Yanal : (8/10) Ersun Hoca'nın son dakika efsanesi bugün de yardım etti. Eksiklere rağmen çıkardığı kadro doğruydu. Genç bekleri ligin en etkili kanat oyuncuları karşısında harcamaması iyi bir tercihti. Oyuna genel olarak hakimdi ancak bireysel hatadan golü yiyen takımı yine bireysel beceri golleriyle geri dönmesini bildi. Kafasındaki kadroyu oturtuyor, çatır çatır top oynayan bir Fenerbahçe geliyor.

Özetle; 0-0 bitse kimsenin şaşırmayacağı maçta 3 tehlikeli gol pozisyonu olmadan 3 gol oldu. Crivelli gol böyle atılır derken Muriqi ben de buradayım dedi ve son sözü Dirar söyledi. Fenerbahçe son 10 senedir 1 galibiyet alabildiği sahada, zorlu dönemeçten 3 puanla ayrıldı. Önümüzdeki 4 haftayı ne kadar çok puanla kapatırsak işimiz o kadar kolaylaşacak. Önümüzdeki hafta yazıyı yazarken transferler şekillenmiş olacak muhtemelen, ondan sonra bakacağız ideal düzenimize. Kalın sağlıcakla..